3 Şubat 2011 Perşembe

ÇİRKİN VE TUHAF

Hayat dondurma gibiymiş,erimeden tadını çıkarmak gerekiyormuş.
*
Dün aradım ''Ben seni arayacağım.'' dedi. Dünle bugün arasında bir zamandı, mesaj attım.''Tamam'' dedi. Bugün yine aradım telefonu kapalıydı.Düşündüm, kimin için savaş veriyordum, kimin için çabalıyordum? Kendi kredimi başkaları için tüketip burnumun sızlamasına sebep veriyordum.Artık gitme vaktinin geldiğini hissediyordum. Bu yüzden valizimi topladım.Karın sokağı yarım yamalak kapladığı, en çirkin halinin boy gösterdiği bir zamanda çıktım sokağa. Arkama son bir kez bakayım dedim, hiç kimse yoktu ve ben bir kez daha anladım bıraktığım yerde hiçbir zaman hiç kimsenin olmadığını, olmayacağını.Neyi bırakıyordum, kimi terk ediyordum? Sadece biraz fazla film izliyordum.Elinde valiziyle giden genç kızın peşinden koşardı delikanlı, gitme haykırışları eşliğinde.Öyle olmadı ama Ankara'nın ayazında buz tutmuş ellerim ve valizim kala kaldık. Şey gibiydi bu...Hem 'her şey' hem de 'hiçbir şey' gibi.Karışık ve tuhaf .
                          
 Çamura bulanmış kar gibi gözüküyor dondurmam,çirkin ama mutluluk verebilen.
                                                                                                 Bayan Luke.