3 Şubat 2011 Perşembe

ÇİRKİN VE TUHAF

Hayat dondurma gibiymiş,erimeden tadını çıkarmak gerekiyormuş.
*
Dün aradım ''Ben seni arayacağım.'' dedi. Dünle bugün arasında bir zamandı, mesaj attım.''Tamam'' dedi. Bugün yine aradım telefonu kapalıydı.Düşündüm, kimin için savaş veriyordum, kimin için çabalıyordum? Kendi kredimi başkaları için tüketip burnumun sızlamasına sebep veriyordum.Artık gitme vaktinin geldiğini hissediyordum. Bu yüzden valizimi topladım.Karın sokağı yarım yamalak kapladığı, en çirkin halinin boy gösterdiği bir zamanda çıktım sokağa. Arkama son bir kez bakayım dedim, hiç kimse yoktu ve ben bir kez daha anladım bıraktığım yerde hiçbir zaman hiç kimsenin olmadığını, olmayacağını.Neyi bırakıyordum, kimi terk ediyordum? Sadece biraz fazla film izliyordum.Elinde valiziyle giden genç kızın peşinden koşardı delikanlı, gitme haykırışları eşliğinde.Öyle olmadı ama Ankara'nın ayazında buz tutmuş ellerim ve valizim kala kaldık. Şey gibiydi bu...Hem 'her şey' hem de 'hiçbir şey' gibi.Karışık ve tuhaf .
                          
 Çamura bulanmış kar gibi gözüküyor dondurmam,çirkin ama mutluluk verebilen.
                                                                                                 Bayan Luke.

13 Ocak 2011 Perşembe

GÜLÜYORUM

Bu işi seviyorum ama düşündükçe geriliyorum dedim, ''O zaman daha çok erken, beklemeyi öğren'' dedi.
*
Bir yerde okumuştum. Yazar kendini son filmini izletip rezil olan yönetmenlere benzetmiş, bu filmi kimse beğenmezse korkusu taşıyan bir yönetmene.Onu avuturmuş gibi yapıp kıs kıs gülen insanların etrafında olduğunu söylemiş. İlk okuduğum zamanlar anlamsız gelmişti. Sıcak bir yaz günü soğuk dondurmamı yerken 'Sen hiç çaresiz kaldın mı?'' diyerek yanıma gelen takım elbiseli amcaya güldüğüm gibi, anlamsızdı. Şimdi düşünüyorum da en büyük anlamsızlığı o amcayı dinlemeyerek yapmışım. Keşke o yazıyı okuduktan sonra da biraz düşünseydim diyorum. Düşünmeye geç başladım, sanırım bu yüzden kaybediyor(d)um.
*
Bazen aklıma kısacık geçmişim geliyor, gülüyorum kendime, o zamanlar o amcaya güldüğüm gibi.
                                                                                            Bayan Luke...