19 Aralık 2010 Pazar

KARARLIYDIM...........YANLIŞ KARARI ALMIŞIM

Yanlış yoldaymışım yanlış yöntem kullanıyormuşum yanlış yöne gidiyormuşum.
*
Dedim ya kalbimi bacaklarımda hissediyorum diye resmen damarlarım bacağım da halay çekiyorlar. Buna sebebiyet verenle konuşacaktım. Yapacaktım bunu. Kararımı kesin olarak verdikten sonra giydim üstümü başımı düştüm yola, tam çıkacağım karşısına önümü bir adam kesti. Elime bir kağıt tutuşturdu ve kayboldu.
*
Bir kız tanıyorum, duyguyla mantık arasına sıkışıp kalmış. Ellerini iki yanağına yapıştırmış kendi yüzünü sıkan biri gibi buruş buruş yüreği. Mantığıyla aşkı kurgulamak duygusuyla da bağlanmak istiyor. Bilmiyor ki ''aşkla-mantık hiçbir zaman yan yana gelemez''. Mantık çıkarcıdır, bencilleştirir seni yanlışmış dediklerin o yüzden hata gibi görünür ve bu yüzden pişmanlık duyarsın. Aşk ise tam tersidir vericidir, sencilleştirir ve o anlamlı sözü yaşatır sana ''Aşk, asla pişmanlık duymamaktır.'' Yaptıklarının mantıklı olmadığını düşünüp mantıklı olmaya çalışırken aslında mantıklı olduğu için (ama bunun farkında olmayan) pişman olan biri gibi.
Ağlayamadığını düşünüyor ama aslında ağlıyor sanki bilmiyor bazıları içine ağlar, hissediyor çünkü bazıları belli edemez, yazıyor çünkü başka türlü yapamaz. Yalnızım sanıyor ama yanılıyor, sadece kendi istediklerini dünyasına kabul ettiği için uzanan diğer elleri görmüyor ya da görmek istemeyen biri gibi. Sevmeyi sevilmeyi öyle bir yere koymuş ki ne kendi uzanabiliyor ne de başkası.
Bir yerlerde bizi çok seven birileri ya da en az biri mutlaka vardır.Burada önemli olan onu sevip sevemeyeceğimizi isteyip istememizdir.
Unutmamalı ki yalnızlık ancak birileriyle yaşanırsa güzel olabilir.
Bir kız tanıyorum ve ben o kızı çok seviyorum...
                                                                         M.İ
*



Ayaklarım ve ellerimin üşüdüğünü, burnumun aktığını hissediyorum, eve doğru yürüyorum sıradan bir akşam sıradan bir kurs çıkışı gibi . Sanki hiçbir şey olmamış gibi.
                                
Benim bir tarafım hep susardı diğer tarafı susturamazken,
                                           Bayan Luke...

14 Aralık 2010 Salı

ÜZGÜNÜM,BÖYLE PLANLAMAMIŞTIM

Geleceği planlarız ama aslında bugünü yaşarız.
*
Hepimiz  ders programı yapmışızdır. Saat 13:00 MATEMATİK Saat:14:00 COĞRAFYA... Saat 22.30 UYKU.
''Eve gidince bilgisayarı açmak yok ders çalışacağım.'' Kaç kere söyledik bu cümleyi. ''Ben seneye şunu yapacağım. Büyüyünce şu olacağım.'' Hangimizin istekleri oldu, hangimiz bu planlara uyduk? Kaçımız istediği hayatı yaşadı, yaşıyor? 
Karşımıza çıkan ilk erkekle evlilik hayali kurmadık mı? Okulun en popüler erkeğiyle çıkmak isteyip de ''Ben ne yapayım onu, popüler çocuğa güven olmaz'' demedik mi? Aynı hayatı yaşayıp farklıymışız gibi davranmadık mı? Farklı olmak için çabalarken de bir kez daha aynı olmadık mı? 
Planlar yaptık, yaşamak istediklerimiz yaşamış gibi anlattık, hayallerimiz yıkıldı, sevdiklerimizi üzdük,ama  hiç birimiz kötü değildik. Hayat zordu, kötü davrandık. Tutunduğumuz dallar kırıldı. Ve bir kez daha anladık hayat gerçekten zordu, ama hayata tutunmak, ''Ben de varım!'' demek daha da zordu.
 *
Ben üzmek istemedim. Geleceği planlarken Sizi ve Şimdi'yi unuttum.
                                                                                  Özürlerimle,
                                                                                         Bayan Luke...